İzmir Barosu’ndan Can Atalay eylemi

TBMM’de Gezi Davası’nda 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen ve AYM’nin 2 kez hak ihlali kararı vermesine rağmen tahliye edilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü. Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine tepki gösteren İzmir Barosu, bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Baronun çağrısıyla İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin paydaşları, siyasi partiler ve yurttaşar İzmir Barosu önünde bir araya geldi. “Gezi halktır yargılanamaz”, “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok” sloganları atan grup adına basın açıklamasını İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu.

Atalay’ın vekilliğinin Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına rağmen TBMM Genel Kurulunda okunmasıyla düşürüldüğünü hatırlatan Sefa Yılmaz, “Bu karara uymak ve bu karar doğrultusunda karar vermekle görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermiş ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi süreci bu noktaya getiren kararlarıyla Anayasa’yı ihlal etmiştir. TBMM’de ceza kararının okunmasıyla ve Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle Anayasa bu kez yasama organı tarafından ihlal edilmiştir. Anayasa’nın 153. Maddesi, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıktır. “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.” ve “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” hükümlerini içermektedir. Anayasa ve Anayasa’nın emredici hükümleri ve bağlayıcı nitelik taşıyan ve kesin nitelikteki kararlar, istenildiğinde uygulanacak, istenilmediğinde göz ardı edilecek metinler değildir” diye konuştu.

“HUKUKİ GÜVENLİK İLKESİ İHLAL EDİLMİŞTİR”

Yapılanın, “Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir” şeklindeki Anayasa maddesi hükmünün de ihlali olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesi ihlal edilmiştir. Anayasa’yı ihlal suçu işlenmiştir. Av. Şerafettin Can Atalay, birçok toplumsal davada, Soma ve Ermenek iş cinayetlerinde yaşamını yitiren maden işçilerinin, Aladağ’da tarikat yurdunda çıkan yangında ölen kız evlatlarımızın, Çorlu’da, yetkililerin ve sorumluların ihmali neticesinde meydana gelen tren kazasında yitirdiğimiz yurttaşlarımızın ailelerinin avukatlığını üstlenmiş, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve sorumluların cezalandırılması için mesleğini onurla ifa etmiş ve edecek olan bir meslektaşımızdır” ifadelerini kullandı.

“GEZİ DAVASI TUTUKLULARI BİRER SİYASİ REHİNEDİR”

Yargılama sürecini hatırlatarak sözlerini sürdüren İzmir Barosu Başkanı, “Yapılan ilk yargılamada, meslektaşımızın da aralarında bulunduğu tüm Gezi Davası sanıkları hakkında beraat kararı verildi. Beraat kararı veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti dağıtılıp yeni bir heyet oluşturuldu. Oluşturulan yeni mahkeme heyeti, FETÖ üyesi iddiasıyla hakkında yakalama kararı bulunan bir savcı tarafından yürütülen soruşturmada toplanan yasa dışı delillere itibar ederek ceza kararlarına hükmetti. Can Atalay ve tüm Gezi Davası tutukluları birer siyasi rehinedir. Gezi’ye sahip çıkıyoruz! Gezi Direnişi onurumuzdur! Bizler hukukçuyuz! Bizler avukatız! Bizler, bu ülkede yıllardır, hukuk devletinin gereklerinin yaşama geçirilmesi için, hukukun üstünlüğü için, bağımsız ve tarafsız bir yargı için, bıkmadan, usanmadan mücadele eden İzmir Barosu avukatlarıyız! Bu mücadele sürecinde bedeller ödedik. Soruşturmalar geçirdik, yargılandık, yılmadık. Adliyelerde, alanlarda saldırıya uğradık, boyun eğmedik. İzmir Barosu ve İzmir Barosu üyesi avukatlar olarak; Yasama organını işlevsiz hale getiren, ülkeyi bir saray rejimi ile yönetmeyi amaçlayan siyasal iktidarın, yargı üzerindeki tahakkümüne geçit vermeyeceğiz. Yargı darbesine boyun eğmeyeceğiz! Can Atalay halkın iradesiyle seçilmiştir, halkın vekilidir! Can Atalay vekilimizdir! Can Atalay onurumuzdur!” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir