“`html
Adana’da Üç Kadının Trajik Ölümü ve Soruşturma Süreci
Adana’da 21 yaşındaki Güldane Gerçek, yoğun bir geçimsizlik sonrası eşi Muzaffer Erkuvan’ı terk ederek Kadın Sığınma Evi’ne yerleşti. 24 Ağustos 2024 tarihinde Muzaffer Erkuvan, barışma amacıyla kayınvalidesi Şenay Gerçek’in Sarıçam ilçesindeki evine gitti. Şenay, onu barıştırma teklifini geri çevirmesi üzerine Muzaffer, evin dışına çıkarak kendini bir ağaca asarak intihar etti.
Olayın ardından Muzaffer’in ailesi, intiharından Güldane ile annesi ve kız kardeşi Gaye Gerçek’i (25) sorumlu tuttu.
21 Ekim 2024 tarihinde, saat 16.00 sularında, Şenay, Güldane ve Gaye, Muzaffer’in Buruk Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret etmek üzere bir araya geldi. Ancak intihar olayının ardından kin besleyen Şemsettin Erkuvan, burada aileyi takip ederek mezarlıkta onlara ateş açtı. Bu saldırıda, Gaye, Güldane ve Şenay hayatını kaybetti.
Olay Sonrası Soruşturma ve Yakalanma
Cinayet Büro Amirliği tarafından kurulan özel ekip, Şemsettin Erkuvan’ın Göztepe Mahallesi’ndeki ormanda saklandığını tespit etti. Yapılan operasyon sonucunda, cinayet silahıyla birlikte yakalandı.
Üç kadının ölümünden sorumlu tutulan Şemsettin Erkuvan’a ‘kasten öldürme’ ve ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçlamasıyla dava açıldı. Duruşmalara, sanık Erkuvan cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşma sırasında Erkuvan, oğlunun intiharından gelinini ve ailesini sorumlu tuttu ve şunları iddia etti: “Oğlum bu olaydan 2 ay önce öldü. Gelinim, ablası Gaye ve annesi Şenay zaman zaman oğlumun evinde kalıyordu. Onlar uyuşturucu kullanıyordu ve oğlumu da bu maddeye alıştırdılar. Oğlumun ölümüne intihar dediler ama bunlar onu öldürdü.”
Olayın Arka Planı ve Savunmalar
Güldane’nin başka biriyle kaçtığını iddia eden Erkuvan, şu şekilde konuşmaya devam etti:
“Gelinim ve oğlumun çocukları var. Küçük kardeşi kapımıza gelerek, ‘ablam artık boşanmak istiyor’ deyip çocuğu bıraktı. Oğlum Güldane’yi çok seviyordu ancak boşanmak istemedi. Bir gün penceremize biri taş attı ve bu kişiyi görüp Oğlumu hurda işine gitmesi için çağırdım. Beni aldatıp borçlandırdılar ve tehdit ettiler. Onlar konuştuğu sırada kayınvalidesi oğlumu videoya almış.”
Oğlunun ölümünü takiben, tekrar tehditler aldığını iddia eden Erkuvan, mezarlıktaki olayları ise şöyle anlattı:
“Oğlumun ölümünden sonra ben ve damadım bir taziyede iken, ‘oğlunu öldürdük, seni de öldürürüz’ diye tehdit ettiler. O yüzden o gün oğlum Muzaffer’in silahını yanımda taşıyordum. Mezara gittiğimde, Güldane, Şenay ve Gaye’nin orada olduğunu görünce silahımı çıkardım ve kimin suçlu olduğunu sormak istedim. Ancak olay bir anda kontrolden çıktı.”
Olayın tek tanığı olan Güldane’nin 16 yaşındaki kız kardeşi E.G., annesi ve ablasının ölümünü gördüğünü belirtti. E.G., yaşananları şu şekilde anlattı:
“Ölümden bir gün önce eniştemin kızı aileme mesaj gönderdi. Mezar ziyareti sırasında karşılaştık ama olay anında eniştemin elinde silah olduğunu gördüm. Kaçmaya çalışırken bana da ateş açıldığını anladım.”
Müşteki G.G. ve N.G., sanıktan şikayetçi olduklarını belirtti. Cumhuriyet savcısı, sanığın üç kadını ‘kasten öldürmekten’ müebbet ceza ve ruhsatsız silah bulundurmaktan hapis talebinde bulundu. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
“`
