Bakan Şimşek’in açıklamaları şöyle:
Küresel büyümenin yavaş seyrettiği bir dönemdeyiz. Dezenflasyon dünyada devam ediyor. Küresel olarak enflasyonun yüzde 8’e düşmesi öngörülüyor. 2022’de 10 civarındaydı. Küresel finansal koşullar anlamında gelişmiş ülkelerdir bizim için. Bölgesi’nde büyüme 2024’te bir miktar güçlenecek, bu toparlanma sanayimiz açısından cüzi de olsa destekleyici bir husus. Piyasanın fiyatladığı faiz indirimleri Fed için 140 baz puan, ECB için 130 baz puan. 2025’te de faiz indirimlerinin devam edeceği öngörülüyor. Kalıcı yüksek sürdürülebilir büyümenin bir ön koşulu var o da fiyat istikrarıdır.
Programın ana hedefi fiyat istikrarıdır, fiyat istikrarının olmadığı bir yerde öngörülebilirlikten bahsedemezsiniz, nitelikti, sürdürülebilir ve rekabetçi bir sanayi olmaz. İkinci hedefimiz mali disiplinin tesis edilmesidir, üçüncüsü de sürdürülebilir bir cari açık. Büyümede bir dengelenme ihtiyacı olduğu çok nettir, sadece içeride ve dış kaynak ile tüketerek büyümeyi sürdürmek mümkün değildir. Yapısal reformlar hedefleri gerçekleştirmede ve kalıcı hale getirilmesinde esas rolü oynayacaktır.
Fed enflasyonu nasıl indirdiyse, AB nasıl indirdiyse, Brezilya, Meksika nasıl indiriyorsa biz de öyle yapıyoruz. Büyüme ve enflasyon arasında bir gerilim yok, bu gerilim olsa da kısa vadelidir, konjonktüreldir, kalıcı değildir, sürdürülebilir yüksek büyüme için enflasyonun düşük olması lazım.
Türkiye’de enflasyonun yer çekimine karşı mücadele edeceğine inanmıyorum, düşecektir. Bu program sabırla ve kararlılıkla uygulanacaktır, siyasi sahipliği olan bir programdır, bu program bir ekip tarafından Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulmuş, uygulamaya konulmuş, uygulamadan sonuç alınmış bir programdır, geçici bir heves değildir. Finansman konusunda sorunların köklü kalıcı çözüm fiyat istikrarındadır. Bütçe açığını önümüzdeki dönem sınırlamaya devam edeceğiz.
Maliye politikası ayağında kaygıya şu aşamada gerek yoktur. Bütçe açığındaki harcamaların neredeyse üçte ikisi deprem ile ilişkiliydi. Yapısal dönüşüme kaynak ayırmamız lazım. Mali disiplinin tesis edilmesi önemlidir. Daha düşük risk primi, daha yüksek kredi notlarına kavuşmasının önemli ön koşullarından biri mali disiplindir. Para politikasındaki normalleşme gelecek enflasyonu çıpalayacak düzeyde olacaktır.
Verginin tabanını genişleteceğiz, şu anda verginin hakkıyla alınmadığı alanlarda çaba göstereceğiz, şu anda çalışmalar var, düzenleme gerektiren ve gerektirmeyen hususlar var. 2024’te OVP’de öngördüğümüzün altında bütçe açığı ile kapatmak için elimizden geleni yapacağız. Dış borcun sürdürülebilir düzeyde tutulması lazım. Rezerv birikimi sürecek, kırılganlığın azalması için rezerv birikimi yapılmalı.
Sakarya Gaz Sahası’nda Türkiye 2028’de kendi ihtiyacının %20-25’ini üretebilecek. Net ihracatın katkısı eksi olmuştur, biz bunu değiştirmek istiyoruz, daha dengeli olması için çaba göstereceğiz. Temelde büyüme sorunumuz yok, bunun kompozisyonunun reformla, sanayide dönüşümle kalıcı sürdürülebilir bir patikaya oturtmamız gerekiyor.
Enflasyonda şu anda geçiş dönemindeyiz. Sermaye piyasaları derinleştirilecek, piyasaların derinliği fiyat istikrarından geçiyor. Kur oynaklığı konusunda, gelişmekte olan ülkeler bandının çok dışındaymışız, şu anda o bandın alt sınırındayız, nispeten istikrarlı ülkelere benzer şekilde gidiyor.
Diğer bir hedefimiz KKM’den çıkıştır, dezenflasyonla mücadeleyi zorluyor, piyasaları bozmadan çıkacağız, sabırla, zamanla çıkacağız.
